İnsanlar...Yaşanmışlıkları...

Karanlıkta tam olarak seçemediğim fakat farlarının ışığından hemen farkedilen kocaman otobüsü durduruyorum. İçerisinde şöförle bir kadından başka kimse yok. En öne kuruluyorum hemen. Arkamdaki kadın dünyadan bir haber , dalmış , birşeyler düşünüyor. Bu ayki faturalardır belki kafasını kurcalayan. Ya da belki oğlunun dersleri kötü gidiyordur da az önce öğretmeniyle görüşmüştür. Bizim dertli şoför de radyodan açmış eskilere ait bir türküyü kulağımızda eskiler , ilerliyoruz. "Dertli" diyorum ona. Çünkü bir derdi olduğu her halinden belli. Arada camdan bakıp ofuldanıyor, şarkıyı mırıldanıyor bazen efkarlı efkarlı ... Sanırsınız elindeki direksiyon değil de sek içtiği rakısı . Bense düşen bavulumu kaldırmakla uğraşıyorum o sıralar. Derken bir kadın bindi çocuğuyla birlikte .Alın size bir hayat daha. Çocuk kafasını vuruyor binerklen annesinin cevabı ise alışılmış "E hiç dikkat etmiyorsun ki!" .Şoför bir doğrulup arkasına bakıyor : "... Mahallede inecek var mı ?" diye bağırıyor ve sonrasında ise koskoca bir of daha .Kimbilir nesi var bu adamın. Ailesi ile mi arası açıldı acaba . Ya da belki evlidir ayrılmak üzeredir. Dedim ya kim bilir ... Yolda sanki birinden kaçar gibi koşan küçük, elinde poşetiyle bir oğlan görüyorum. Annesine mi koşuyor acaba, ya da belki aynı kadından kaçıyordur. Eh düşünmeden edemiyorum işte. Biryerlerde durduk , kapıdan bir dede bağırıyordu içeri doğru: "İki ıslak mendil bir lira !" diye .Dedemin saçında sakalında siyah kalmamış ama gücü kuvveti yerinde hala. Hatta çalışıyor baksanıza. Belki karısı hasta . Çocukları hayırsız çıkmış belli ki. Alışkanlık ya bendeki de , alıyorum hemen iki tane. Dedemin yaşanmışlıklarını düşünürken dalmışım yine. Yanıma çoktan oturmuş teyzenin telefonundan gelen tık tık sesine ayılıyorum. Kime mesaj yazıyordu acaba ? Evde onu bekleyenler mi vardı acaba ? Alışveriş yapmış belli. Bir sürü poşeti koymuş ayak ucuna. Belki arkadaşına otobüse biniyorum diye haber veriyordur. Kırmızı yandı durduk. Bir çift geldi önümüzden ,gayet mutlular. Gülümsemelerinden belli. O güne kadarki en güzel günlerinden dönüyorlardı artık. Nerden bilelim ki ? Derken işlek bir caddeden geçiyoruz ,orada ise birbirlerinin hayatlarından habersiz kendi halinde yüzlerce insan var. Ya otobüsün yanından geçen arabaların içerisindeki insanlar ? Bunların hepsini düşünmek ağır gelecek sanırım diye düşünüyor, ve otobüsten iniyorum. Başından beri üzgün , e bu yüzdendir ki biraz da kızgın görünen şoför bavulumu indirmemde yardım ediyor. İyi bir adammış aslında . Elimden gelse de derdini dinlesem, hayatını, yaşanmışlıklarını keşfetsem.. Neyse ki o bir otobüs dolusu insan ve o insanlarla birlikte onların bir otobüs dolusu yaşanmışlıklarını bırakıp kendi hayatıma dönüyorum. Yaşamak zorunda kılınmışız ya .. Yaşıyorum işte ben de ...