Gündeme Genç Yorum

Hakka Girmeden Hak Aramak


Olayın Haberi - Sakarya Halk Gazetesi 24 Aralık 2013 Aşağıdaki hiçbir şeyden habersiz bir şekilde 24 Aralık'ta okuldan evime servisle dönüyordum . Olayın gerçekleştiği mevkide büyükçe bir kalabalık vardı . Ben ilk başta kaza var ve yol kapatıldı sandım ama ortada kazaya dair bir iş yoktu . O kalabalığı gören servis şoförü yolunu değiştirdi. Ben de Uğur Uzun arkadaşımla meraklandık ve inmeye karar verip olay mahaline gittik ve uzaktan seyretmeye başladık. Yol baştan başa tek kişilik bir sıra halinde duran insanlar kapatılmış durumdaydı . Tam ortalarında bir sandalyenin üstünde oturan kadın vardı. Dört yolun tam ortasındaydılar ve geliş geçişlere izin vermiyorlardı. İlginç geldi. İzlemeye devam ettik . Arabalar uzun kuyruklar oluşturmuşlardı . Şansı olanlar bir yolunu bulup geldikleri yoldan geri dönüyorlardı . Yoldan geçmek isteyen minübüs şöförleri tepkiliydi ama kalabalık çok sinirliydi. Gelen arabalara saldırıyorlar , itiraz eden olursa adamı dövmeye kalkıyorlardı. Biz de olay hakkında hiçbir fikrimiz olmadan dehşet içinde izliyorduk . Adamlardan biri bağırıyordu “Sen hakkını savunmazsan kim savunacak!” . Tamam dedim arkadaşıma ,yeter , gidelim . O durmayı teklif etti. Biraz daha izleyelim dedi. Olay dehşet verici bir hal alıyordu . Polis en sonunda gelmişti. Son yıllarda polise karşı yapılan karalama ve kötüleme olaylarından sonra içimden “İşin düşmeyince saldır , en ufak şeyde polise saldır , gelmesinler herkes birbirini yesin de anlasınlar “ diye...Neyse ... Polis geldi...Grup ile görüşüyorlar uygun bir dil ile ve uzlaşıyorlar. Grup bir basın açıklaması yaptı. O zaman anladım olayı .. Acılı anne bağırarak ve ağlayarak derdini anlatıyordu. Olayının nedeni ise şu imiş: Tarih 23 Aralık 2013 . Saat sabah suları . Olayı bizzat kaynağından paylaşıyorum : “Alınan bilgilere göre dün Yağcılar Mahallesi Turan Caddesi üzerinde 17 yaşındaki ehliyetsiz olduğu tehlikeli bir şekilde araç kullandığı iddia edilen sürücü direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırıma çıktı. Bu sırada kaldırımda oynayan 5 yaşındaki Muhammet Ali Çapa, aracın altında kaldı. 112 Ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından, Çapa Sakarya Eğitim ve araştırma Hastanesine kaldırıldı. Tüm çabalara rağmen çocuk kurtarılamadı. Gelen bilgilere aracı kullanan M.M’nin ehliyetsiz olduğu ve göz altına alındığı öğrenildi.  “ (Sakarya Yeni Haber ) Yürek dayanmıyor. Dayanmaz . Dayanmamalı . Kalbim sızlıyor okurken . Bu olay kendi evimin hemen önündeki caddede , maçları izlemeye gittiğim kahvenin yanında oluyor. Bu haberi o eylemi görüp araştırdıktan sonra okuyorum. Acılı annenin yerine kendimi koyuyorum . Kahroluyorum . Çocuğun son sözü “Kurtar beni anne” olmuş , ağlıyorum . Aklıma Ahmet Kaya'nın bir şarkısının mırıltısı geliyor “Vakit tamam seni terk ediyorum 
Bütün alışkanlıklardan öteye
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Doymadım inan kanmadım sevgiye. “
Olay bizim mahallede meydana geliyor ama ben şahsi olarak tanımıyorum kişileri. Tanımam da gerekmez böyle bir olay için. İnsan olmak için yetmez mi insanın kalbinin acıması için ? Ecem Bektaş arkadaşımın İnsanlık adlı yazısında bahsettiği gibi. Grubun ve mahalle esnafının istediği otobüs ve minibüslerin de güzarganının üzerinde olduğu dörtyola kavşak yapılması. Bahsettiğim dörtyolun ve kazanın olduğu yerin fotoğraflarını sizle yazıda paylaşıyorum.

Bu konuyu bir çok açıdan açmak ve incelemek istiyorum. Bu yazıyı olayı yaşadıktan hemen sonra sıcağı sıcağına yazmayı düşünüyordum ama baktım ki o an sağlıklı düşünemiyorum. Ve kazadan 2 , olaydan bir gün sonra bu yazıyı kaleme alıyorum . Böyle bir vakada annenin duygularını hiçkimse tam olarak anlayamaz. Babası , ailesi ,esnaf bu tepkilerinde dibine kadar haklı. Ama yanlış bir şeyler var . İlk önce neden böyle bir eylem yapma ihtiyacı duyulduğu konusunu biraz açalım. Demoktarik bir ülkede yaşıyoruz . Her ne kadar bu konu da tartışmaya açık olsa da belki de Cumhuriyet tarihimiz boyunca en demoratik dönemlerden birindeyiz . Demokrasinin müthiş seviyede olduğunu söylemiyorum yanlış anaşılmasın. Daha demokrasi açısından çok gerideyiz ama geçmişe göre iyi durumdayız . Demokratik ülkelerde insanların yaşama hakkı başta olmak üzere hakları vardır değil mi ? Demokratik bir ülkenin genel özellikleri nedir ?
  • Hâkimiyetin asıl sahibi halktır.

  • Kişi hak ve özgürlüklerine yer verilir.

  • Herkes tek ve eşit oy hakkına sahiptir.

  • Toplum içinde yaşayan insanlar eşit haklara sahiptir.

  • Yönetenler halk tarafından belli aralıklarla yapılan seçimler sonucunda göreve gelir.

  • Azınlıkta kalanların haklarına saygılı bir çoğunluk yönetimi sağlanır

  • Yasama,yürütme,yargı güçlerini kullanan kurumların temsilcilerihalk tarafından seçilir ve güçler birbirinden bağımsız organlar tarafından kullanılır.



İnsanların hakları vardır . Bu haklar değişebilir , gelişebilir , zamanın şartlarına uydurulur . Tamam doğru , tam olarak demokratik bir ülkede değiliz ama eğer biz bunu düzeltmezsek kim düzeltecek ? Ne demiş Cemil Meriç ?

“Yaşadıkları vatanı yaşanmaz bulanlar , vatanlarını yaşanmaz kılanlardır”



Bizim görevimiz , vatanı daha yaşanabilir kılmak .

Haklardan bahsediyorduk .. Haklar değişir ,gelişir dedik. Bir insan topluluğu neden eylem yapma ihtiyacı duyar ? Haklarını alamadıkları zaman . Haklarını savundukları ama sonuca ulaşamadıkları zaman. Öyle değil mi ? Biz toplum olarak haklarımızı kullanmayı bilmiyoruz . Kaba kuvvet bizim toplumumuzda her çözüm yolundan önce gelir. Tabii ki eylem yapmak da bir haktır . Anayasamızın 34. maddesi şöyle :



 

Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

 

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

İşte gelmek istediğim konu bu . Bu acılı aile neden eylem yapma ihtiyacı duydu ? Çünkü onların isteklerine cevap verilmedi. İstekleri ne idi ? Olayın geçtiği yere bir kavşak yapılması ve başka anne babaların da canının yanmaması .Maalesef bizim ülkemizde oluyor ses duyuramama vakaları . Tabi bunda bu hakkı kötüye kullananların da payı var ..Sesini duyuramayan insanlar da sesini duyurabilcekleri “eylemler” peşine düşüyorlar. Ben o ailenin ve bu olayın sonuna kadar arkasındayım ama karşı çıktığım tek bir şey var . İnsanlar haklarını ararken başkalarının hakkını gasp etmemeli , gasp etmek zorunda kalmamalı . O yol kapandığında hakkı yenen nice çalışan , dolmuş şoförü , otobüs , ve minibüslerin -ki bunlar dakikalara göre çalışan, geç kaldıklarında hem kendilerini hem onları bekleyenleri sıkıntıya sokabilecek işler – geçişi engellenmemeliydi.



Olayda görüştüğüm birkaç mahalle sakini ve esnafın ortak fikri bu yola bir kavşak yapılması ve arabaların kaldırıma çıkmaları katiyen yasaklanmalı . 37 yıldır bu mahallede oturan bir mahalle sakini bu yolda her 3 ayda bir kişinin trafik kazası sonucu öldüğünü söylüyor .



İnsanların haklarını sağlıklı şekilde kullanabilmesi lazım. Bunun yolu eğitim . İnsanlar haklarını nasıl kullanacağını bilmeliler .



O kardeşimin ölümünden büyük üzüntü duyuyorum. Acılı ailesine başsağlığı diliyorum . Başkasının da aynı acıyı yaşamamak için böyle bir şey yapan ailesine de düşünceli davranmasından dolayı teşekkür ediyorum .



Ama ... Ama...Ama... Son söz olarak diyorum ki ; Gelin hakkımızı beraber arayalım,beraber savunalım ama başkasının hakkına girmeden ...



Bu konuda sesimizi duyurabilmek için bir imza kampanyası başlatıyorum . Bu imza kampanyasına destek için tek yapmanız gereken aşağıdaki linke tıklamak ve gerekli bilgileri girmek. Belli bir imza sayısına ulaşması halinde ben bizzat kendim bu kavşak projesini,imza kampanyası ile birlikte gerekli birimlere ileteceğim... İmza kampanyası için :  

https://www.change.org/tr/kampanyalar/sakaryal%C4%B1lar-kav%C5%9Fak-istiyoruz


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol