Demokrasi Ütopyası

Demokrasi, tanım olarak insan haklarının tamamıyla savunulduğu kusursuz yönetim biçimi olarak öğretiliyor günümüzde. Peki bu böyle mi? İdeal yönetim şekli demokrasi mi? Demokrasinin oturması için ne yapmalıyız?
Şunu söylemek istiyorum; eğer bütün dünya demokrasiyle yönetiliyorsa ideal yönetim şekli budur. Fakat unutmamalıyız ki aralarından en iyisi her şeyi en iyi olan değildir. En az hatası, kusuru olandır. Bu kusurlar nelerdir? Bunu yargılayacak konumum ve bilgim yok ancak birşeylerin yanlış gittiği ortada. Bu kısa olacağını tahmin ettiğim ve değersiz olacağını bildiğim yazıyı yazmak istememin nedeni ORWELL'in Hayvanlar Çiftliği kitabıdır. Okuyunca beni daha iyi anlarsınız.
Ben anarşist ya da monarşist değilim yanlış anlaşılmasın. Bence de en iyi seçenek demokrasidir. Asılmaktansa intiharı yeğlerim ben de. İğrenç bir yemeği yemektense yavan ekmek tercihimdir. Fakat tem demokrasi bir ütopyadır. Hayal olmaktan öteye geçemeyecek bir düş. Fakat olabildiğince bu ütopyaya yakın bir demokrasi istiyorsak işe koyulmalıyız. İşe koyulmak? Demek istediğim eylemler yapıp düşündüklerimizi anlatmak değil. Bunu da yapmalıyız evet ama daha önce yapmamız gereken işler var. Kısa bir liste sunabilirim size.
1-) Eğitimi düzeltmek. Aile ortamında başlayıp üniversitede biten okul eğitimi Ercan Hoca'mın deyimiyle Failatün Failün'den öteye geçmiyor. Amacımız 1+1=2 değil 1+1=1 i öğretmek olmalı. Nasıl siyeceksiniz. Deneyin bakın; Elinize bir damla damlatın. Bir damla daha damlatın. İki damla mı oldu daha büyük bir damla mı? İşte bahsettiğim tam olarak bu. 1+1=1
2-) Daha eğilip yerdeki çöpü almaya eriniyoruz. Ve demokrasi arıyoruz. Telefonunuz kayboldu diyelim. Hemen çaldırırsınız. Daha kolaydır. 5 kuruşunuz düşer kalabalık bir ortamda. Almazsınız. Zordur. Zordan kaçıyoruz. Baştan kaybediyoruz.
3-) Yunus Emre'nin bir sözünü yazacağım son olarak. "Benim sultan kulu, sultan benimdir." Devlet bizim için var. Ve aynı şekilde bizim sayemizde vardır.
Oğuzhan Kaplan