Gündeme Genç Yorum

Bir Noel Şarkısı




 Yazımın sonunda söyleyeceğim şeyi baştan söylüyorum :
  
Şimdiye kadar hiç noel kutlamadım , bu noeli de kutlamıyorum bundan sonra da kutlamayacağım. 
     
Charles Dickens'in ayrıca Disnep tarafından animasyon filmi çıkartılmış ünlü bir romanı var “Bir Noel Şarkısı”
     
Filmin başı beni çok etkilemişti . Ama izledikçe soğudum. Çünkü gittikçe duygusallaşıyordu ve gerçeklikten sapıyordu. Duygusallaşan ve duygusallaştıran her şeyden nefret ediyorum. Hele de son zamanlarda ... Çünkü insanların en hassas noktaları olan duygularının filmlerde, dizilerde, okullarda, medyada nasıl kullanıldığını gördüm de ondan ! Sahte aşkların ve yalan sevdaların duygularla nası kötü bir bağı olduğunu gördüm de ondan ! 
     
Filmin başında kendisinin noelini kutlayan yeğenine tepkisini hiç unutmam:

“ Noel de neymiş ? Faturaların arttığı ve yaşlandığının tescillendiğinden başka nedir ki noel ? !” 

 Bence de daha fazlası değil. İnsanların neyi kutladıklarını hiç anlayamadım. Aslında anlamamın birkaç kolay yolu var. Acaba kendimi kaptırarak duygusal bir noel filmi izlesem anlar mıyım ? Yoksa kutlayanlardan biri olmamamın sebebi bunları izlememem mi ? (!)
       
Geçen sene yılbaşında sabaha kadar belgesel izlemiştim. Discovery Channel ve Discovery Science o gün sabahın körüne kadar 2013'te beklenen bilimsel gelişmeleri anlatmıştı. Arkadaşlar , o gece herkes özenle seçilmiş , en özel konuklarla (!) donatılmış onlarca kanaldan hangisini izleyeceğim diye düşünürken ben 2013 hakkında kehanetleri izliyordum ! 
      
Uyanın ! Uyumayın ! Uyutulmayın ! Bilim insanlarının 2013 hakkındaki kehanetlerinin çoğu tuttu. Güneşteki patlamalar rekor seviyeye ulaştı, buzullar eridi , ülkemizde dahil bir çok hayvanın soyu tükendi ! İçme suyu oranımız azalıyor. Her gün 20 futbol sahası büyüklüğünde ormanımız yok oluyor !  Ve en önemlisi , en tehlikelisi , mevsimler kayıyor ! Mevsimler değişiyor ! İnsanlar kendi “evlerini başlarına” yıkıyor . 
       
Peki tüm bunlar ne demek ? İGDAŞ'ın sitesinde şöyle bir not var :

“Aslında kokusuz bir gaz olan doğalgaz , gaz kaçağı olması durumunda rahat farkedilmesi için çürük sarımsak kokusuyla kokulandırılmıştır”
        
Sanırım gayet açıklayıcı oldu.
        

Siz bu noelde ne yapacaksınız ? Ben o gece 2 yıl önce meydana gelen Roboski olayının  o seneki noel zamanında unutulup gittiğini , herkesin eğlenceye daldığını ve bunu unuttuğunu anlatan Ümit Kıvanç'ın “Ağlama Anne Güzel Yerdeyim” belgeselini izleyeceğim. Belgeselden birkaç çarpıcı sahneyi anlatmak istiyorum . (Parantez içindekiler bana ait)

“Yeni yılın ilk dakikalarında lütfen yanımızdaki sevdiklerimize sarılalım, güzelce, gönlümüzden hangi dilekler geçiyorsa, onları duyuralım. (Bir mezar başı görüntüsü... Çocuğu ölen bir anne karlar içindeki mezarın başında ellerini açmış dua ediyor.) Ve çok hoş bir görüntü, bunu paylaşmak istiyoruz sizlerle, her yer ışıl ışıl, coşku ve eğlence bu noktada tam anlamıyla gerçekleşiyor.” (Başka bir mezar... muhtemelen bir anne ve bir abla mezar toprağına yüz sürüyorlar... Başka mezarlar, başka ziyaretçiler... Kar yağıyor.)

“Evet... Ciddi atmosferiyle siyasetin kalbi olarak tanınan Ankara, bu gece yılbaşı coşkusuyla meydanlarda, bütün Ankaralı gençler sokaklarda. Şu anda bir üniversite radyosunun düzenlemiş olduğu yılbaşı partisindeyiz. (Bir ev içi görüntüsü... İnsan yok, kapalı bir televizyon var. Burası belli ki evin misafir odası... Tül perdelere özenilmiş, karşı duvarı boylu boyunca kaplayan bir sedir, üzerinde kırlentler... Tavanda sarfiyatsız bir çıplak ampul, bir de vantilatör.) Ateşler yakıldı, ateşin başında danslar ediliyor... Nasıl gidiyor eğlence? ‘Bu gece için çok iyi hazırlanmıştık, çok çalıştık, çok uğraştık, bugün de umutluyuz gerçekten. Valla ben açıkçası, 2011’in biraz yorucu bir yıl olduğunu düşünüyorum, Türkiye’ye önce afetsiz, depremsiz, yangınsız bir yıl diliyorum...’ Gördüğünüz gibi başkent Ankara’da yılbaşı gecesinin coşkusu gittikçe artıyor saatler gece yarısına yaklaştıkça...”

“İzmir’e gidelim, bir başka büyükşehrimize gidelim... 24:00’te büyükşehir belediye başkanlığının hazırladığı havai fişek gösterisi var, havai fişek gösterisinin ardından DJ performansları sabahın ilk ışıklarına kadar sürecek. (Çok daha yoksul bir ev içi... sedir yok, yer minderleri ve kırlentler... Tavanda sarfiyatsız bir ampul var, vantilatör yok. Köşede kapalı bir televizyon...) Gün boyunca Abant’taki tatilciler hem yeni yılın hem karın tadını çıkardılar diyebiliriz... Bir başka karla örtülü coğrafyaya gideceğiz, nasıl gidiyor Erzurum’da yılbaşı kutlamaları?.. Geliyorlar mı? Geliyorlar işte. Kameraman arkadaşım gösterecek, buradaki servisi böyle alevli yapacaklar. Burada hindi yok anladığım kadarıyla...”

“İyi seneleeeer sevgili seyirciler...”

“2012’ye binlerce kişi aynı anda büyük bir coşkuyla girdiler...”

“Coşku devam ediyor, büyük coşku var, coşku doruğa çıktı, yağmur coşkuyu engelleyemedi, İstanbullular buraya akın etti, geriye doğru saydılar ve 2012’ye büyük bir coşkuyla girdiler...”

Karamsar olduğumu düşünebilirsiniz. Karamsar değilim, gerçekçiyim..

Hadi siz noelinizi kutlayın , televizyonlarla coşun , filmlerle duygusallaşın . Mutlu yıllar...! 

                                                                             Mustafa Ali Aykol

 


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol